TÜRKİYE ÖZEL OKULLAR BİRLİĞİ
DERNEĞİ
TÜRKİYE ÖZEL OKULLAR BİRLİĠİ DERNEĞİ
X. ANTALYA SEMPOZYUMU (EĞİTİM VE BEYİN)
SONUÇ BİLDİRGESİ
(3-5 Şubat 2011- Antalya)
Türkiye Özel Okullar Birliği tarafından düzenlenen
“Eğitim ve Beyin ” konulu sempozyum Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu’nun
önderliğinde Bakanlık yetkilileri, özel okul kurucuları, yönetici ve öğretmenlerinin
katılımıyla yaklaşık 800 kişi tarafından büyük bir ilgi ile izlenmiştir. Ülkemiz
ve yabancı ülkelerin alanlarında uzmanlaşmış, tanınmış bilim insanları bir
araya gelerek konuyla ilgili bilgi ve görüşlerini aktarmışlardır.
“Eğitim ve Beyin” ilişkileri alanında gerçekleştirilen
bu sempozyumun, uzun yıllardır beklenen önemli bir buluşmanın başlangıç noktası
olduğu bütün katılımcılar tarafından kabul edilmiştir. İlk kez nörologlar ve eğitimciler
aynı çatı altında bir araya gelerek eğitim süreçlerini doğru temellere oturtmanın
yollarını tartışmışlardır.
Öğrenmenin beyin temelli fiziki bir süreç
olduğu, bütünsel yaklaşımın ve disiplinler arası bağlantılar kurmanın beyni
geliştirdiği eğitim politikaları ve programlarını belirlerken bu bulgulara
dayanılması gerekliliği üzerinde fikir birliği sağlanmıştır.
“Beyin” hakkındaki bilgilerin her geçen gün
arttığı, bu nedenle de öğretim programlarının hazırlanmasında Beyin-Öğrenme ilişkilerinin
mutlaka göz önünde bulundurulmasının gerekliliği ortaya konmuştur.
Sonuç
Bildirgesi:
1- Öğrenmeyi en üst düzeyde gerçekleştirmek için eğitim politikası
ve programları, beyni anlama üzerine kurulmalıdır. Bilişsel ve duyuşsal
süreçlerin temelinde biyolojik yapı ve özünde beyin vardır. Öğretimin bu
anlayış içinde yapılandırılması gerekmektedir. Öğretmenlerin zihnin beyindeki
temelleri açısından geliştirilmeleri ve verecekleri eğitim-öğretimi bu temele
oturtmaları sağlanmalıdır.
2- Kesin sınırlar ve kalıplar içine alınmış programlar yerine,
öğrencinin gelişim, yetenek ve yönelmelerine cevap verecek ve esnekliği olan
program çerçeveleri belirlenmelidir. Öğrencinin öğrenme sürecinde beynin
fizyolojisi hakkında bilgi sahibi olması daha etkin ve verimli çalışmasına
olanak sağlayacaktır. Bu husus program geliştirme sırasında kesinlikle dikkate
alınmalıdır.
3- Öğretmen mesleki gelişim programlarında beyin gelişimi ve beyin
- öğretim ilişkilerine yönelik yetkinlikleri arttırılmalıdır ve nörologlardan
eğitim alanında destek alınmalıdır.
4- Ergenlik dönemi; fiziksel, bilişsel, sosyolojik, duygusal ve
bağlamsal değişimlerin gerçekleştiği bir gelişim sürecidir. Aynı zamanda bazı
temel nörolojik gelişmelerin de meydana geldiği ve beyin bölgeleri arasında
yeni bağlantıların kurulduğu bir dönemdir. Bu dönemdeki hatalı yaklaşımların
öğrenciyi ömür boyu etkileyeceği unutulmamalıdır.
5- Her yaş döneminde
öğrenciye doğru geri bildirim vermenin öğrenci başarısında duygusal ve bilişsel
önemi olduğu bilimsel olarak saptanmış ve öğrenci motivasyonunu arttırdığı
vurgulanmıştır. Bu nedenle öğretmenin öğrencilerle empati kurması ve doğru geri
bildirim vermesi için gerekli yetkinlikler, öğretmen yetiştirme programlarına ivedilikle
dahil edilmelidir.
6- Beyindeki gelişmelere paralel olarak, dil öğreniminin üç - on
bir yaşları arasında daha etkin olduğu dikkate alınmalı ve yabancı dil öğretim
programları buna göre hazırlanmalıdır.
7- Öğrencinin karşılaştığı
kaygıyı, sosyal ve fiziksel baskıyı kolayca atlatabilmeleri için öğrenme ortamı
ve öğrenme deneyimleri dikkate alınarak öğrenci konfor alanı genişletilmelidir.
Okullardaki ödev politikaları öğrencinin beyin gelişimi ve yeterlilik yapısına
uygun olmalıdır.
8- Okul rehberlik servisleri
daha aktif ve etkin olmalı, okul yönetimleri rehberlik servislerinin işleyişini
desteklemelidir. Rehberlik servisleri de yetenekleri ortaya çıkartılmasında ve
problemlerin çözümünde beyin gelişimine paralel yaklaşımlar göstermelidir.
9- Beyin kapasitesini en üst
seviyeye taşımak ve okullarda eğitim- öğretim kalitesini arttırmak için
egzersiz ve deneyim bakımından zengin bir çevre oluşturulmalıdır. Fiziksel ve
zihinsel uyaranlara yanıt verme kapasitesi geliştirilmeli, “uyaran zenginliği”
sağlanmalıdır.
Sonuç olarak;
Çocuklarımızda
var olan potansiyeli performansa çevirmek için okul, yönetici ve öğretmenler,
ders programlarını hazırlayan yetkililer, çocuklarımızın gelişiminde söz sahibi
olan tüm kişi ve kurumlar, beyin ile öğrenme arasındaki etkileşimler konusunda
bilgi sahibi olmalıdır.
Sempozyumda
ortaya konan bilimsel gelişmeler ışığında; sorumluluklarımızı bilmek ve bu
konuda yetkinliklerimizi yeterliliğe dönüştürmek, başta Mili Eğitim Bakanlığı
ve Öğretmen Yetiştiren Yüksek Öğretim Kurumlarımız olmak üzere hepimizin
görevidir.
İstiklal Cad. Odakule İş Merkezi No: 284 K: 5 Beyoğlu / İSTANBUL
TEL: (0212) 249 00 00 (Pbx) FAKS: (0212) 249 00 10
www.turkozokbir.org.tr – info@turkozokbir.org.tr