Özel Okullar Birligi ve Okul Yonetimi'ne tesekkurlerimle,

Sesil ÖZDAL
Esayan Ermeni Lisesi Matematik Öğretmeni

Başa Dön

Başa Dön

Güçler arası eşitsizlik olan, karşısındakine zarar verme amaçlı kurulan, hedefin stres altında olduğu ve tekrar tekrar olumsuz davranışlara maruz kaldığı bir ilişki ve etkileşimdir. Bu durum sadece iki kişiyi ilgilendiren sosyal bir olgu değildir. Olaya şahitlik eden, 'diğer kişiler' olarak tanımlanan üçüncü öğe, en önemli öğedir. Üçüncü öğe durumun devam etmesine, şiddetinin artmasına neden olmaktadır. Okullar da bu mücadelede her şeyden önce konu ile ilgili doğru bilginin paylaşılması ve bu konuda bir farkındalık yaratılması ile başlamalı. Farkındalık çalışmaları ile ilgili en önemli nokta olaya şahitlik eden diğer öğrencilerin kendilerinin bu olayın devam etmesinde nasıl bir sorumluluk taşıdıkları konusunda bilgi sağlanmasıdır. Zira bu öğrencilerin orada olup müdahale etmemeleri, istismarı gerçekleştiren kişinin davranışları konusunda cesaretlendirmekte, kurban açısından ise daha da korkutucu olmaktadır. Bu tarz davranışların hoş görülmesi veya görmemezlikten gelinmesi zaman içerisinde kurbanın bunları zaten hakkettiği inancını doğurmaktadır. Bunun dışında önemli bir tehdit de, bu öğrencilerin adaletsizlik karşısında sessiz kalmayı öğrenmiş olmalarıdır.

Her şeyden önce bu kavram hakkında bir farkındalık kazandırmak bu konuda mücadelenin en önemli ve ilk adımı olmalıdır. Sadece olayı gerçekleştiren kişinin kulağını bükmek ile hal olmayacak kadar karmaşık bir olgudur. Makro ya da mikro düzeyde, tüm tarafların aktif katılımı bu mücadelede en önemli noktadır. Okul yönetimlerinin, öğretmenlerin, profesyonellerin, velilerin ve tüm çocukların şiddetsiz bir okul için bu mücadele konusunda işbirliği yapmaları ve motive olmaları bu sorun ile savaşta esastır.

Narod H. BAL
Ayda KAYAER
Esayan Ermeni Lisesi Biyoloji Öğretmenleri

Başa Dön

Başa Dön

HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU VE DİKKAT EKSİKLİĞİ

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukluk çağının en önemli psikiatrik sorunlarının başında gelir.Aileyi okulu ve toplumu ilgilendiren yönleriyle ve geniş anlamıyla bir eğitim ve öğretim sorunudur. Sorunun erken teşhisinde tedaviden olumlu sonuçlar elde edilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların elleri ve ayakları kıpır kıpırdır. Oturduğu yerde bir müddet kalmakta güçlük çeker .Dikkati çabuk dağılır Ders dinleme ders çalışma,okuma yazma görevlerinden kaçar.Ödevlerde ve sınavlarda dikkatsizce hatalar yapar ,sabırsızdır,kendisiyle konuşulduğunda sanki dinlemiyormuş izlenimi verir.Çoğu zaman sonuçlarını düşünmeden tehlikeli işlere girer.Tedavinin ilk şartı aile,okul ve hekim arasındaki sıkı işbirliğidir .Öğrenmeyle ilgili sorunlar yanında arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlar ve kurallara uyma güçlüğü aile ve okulun ortak ve sağlıklı yaklaşımlarıyla aşılabilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tedavisinde ilaçlar önemli yer tutar ve dikkat arttırmaya ve davranışların kontrol edilmesine yönelik ilaç tedavisi uygulanır.Ailenin ilaç konusunda da biliçlendirilmesi önemlidir.

Aznif GÜRGEN
Psikolojik Danışman

Başa Dön

Başa Dön

ETKİN SINIF YÖNETİMİNDE TA MODELİ

Transaksiyonel analiz yaklaşımının benlik durumları çerçevesinde sınıf yönetimi becerilerinin gerçekleştirilmesidir.
Somut öğrenciyi zihindeki öğrenciye uydurmaya çalışmak yerine,gerçek öğrenciyi gözlemleyerek zihne yerleştirmeye başlamak, öğrencimizin bizim öğretme dünyamıza girmesini istemeden önce onun dünyasına girmeye çalışmak,sürekli onu yönlendirmeye çalışmak yerine onun da bizi yönlendirmesine izin vermektir.

Aznif GÜRGEN
Psikolojik Danışman

Başa Dön

Başa Dön

OKULLARDA AHTAPOT(Çok Yönlü) REHBERLİK

Öğrenciye yönelik psikolojik danışmanlık hizmeti kendine özgü teknikleri ve donanımı gerektirir.Ancak eğitim -öğretim hizmetinin her alanında aktif olarak görev yapan her eğitimcinin görevinin de kendine özgü teknikleri ve donanımı olduğu unutulmamalıdır.
PDR hizmeti günümüzde Mesleki Rehberlik Eğitsel Rehberlik ve Bireysel Rehberlik ile sınırlı değildir.
Bunlara ek olarak;

Aznif GÜRGEN
Psikolojik Danışman

Başa Dön

Başa Dön

Özel Okullar Birliği tarafından 20 Şubat 2010 cumartesi günü düzenlenen seminer farklı ve birbirinden bağımsız oturumlardan oluşmuştur. Katıldığım oturumların ilkinde İstanbul Kültür Üniversitesi Şiddeti Araştırma ve Önleme Bölümü başkanı Yrd. Doç Dr. Münevver Mertoğlu tarafından "Öğrencilerde Sorun Davranışları Yönetme Stratejileri" adlı konu işlenmiştir. Bu bölümde sınıflarda karşılaşabileceğimiz sorun davranışların neler olduğu, oturuma katılan ve Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen öğretmenlerin karşılaştıkları farklı sorun davranışlar konuşulmuş ve bu sorun davranışların olası çözümleri hakkında katılımcılar bilgilendirilmişlerdir. İkinci oturumda ise Uzman Psikolog Danışman Feyza Bayraktar "Rehberlikte Hedefe Ulaşmak Okullarda Yeme bozukluğu" adlı semineri vermiştir. Bu bölümde ise yeme bozukluğu sayılabilecek davranışlar açıklanmış, yeme bozukluğunun nedenleri ve sonuçları üzerinde durulmuş, özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda hangi davranışların yeme bozukluğuna işaret olabileceği ve eğer böyle bir sorun varsa öğretmen ve ailelerin öğrencilere nasıl yaklaşması konusunda katılımcılar bilgilendirilmiştir.

Elizabet Minaslı
Özel Esayan Ermeni İlköğretim Okulu
Fen ve Teknoloji Öğretmeni

Başa Dön

Başa Dön

İngilizce bölümü öğretmenlerimiz 27/02/2010 tarihinde Çevre Kolejinin düzenlediği 6. geleneksel ELT seminerine katıldılar.

Seminerde ara konuşmacılar Therese Doğuelli, Ken Wilson gibi ELT alanında ün yapmış eğitmenlerdi.Arada farklı alanlarda küçük çalıştaylar yapıldı.Seminerin bu yılki ana teması, ingilizce öğretiminde okuma, yazma, dinleme ve konuşma becerilerinin entegrasyonuydu.

Seminerde ele alınan diğer konular :

• Yabancıl dil eğitimde geçerli model ve yaklaşımlar
  
• Yaratıcı proje çalışmaları ve bunların sınıfta uygulanması
  
• İnteraktif öğrenme stratejileri
  
• İletişimsel metodun sınıfa entegrasyonu
  
• Materyal geliştirme
  
• Öğrenci motivasyonu
  
• Gramer ve kelime öğretimi
  

Özel Esayan Ermeni Lisesi
İngilizce Zümresi

Başa Dön

Başa Dön

27-28 Mart tarihlerinde İSTEK okullarının düzenlediği Birinci Uluslararası ELT konferansında, İngilizce öğretmenlerimizden Eva Büyüksimkeşyan da Using Web 2.0 Tools with Pre and Post Activities başlıklı bir workshop düzenlemiştir. Bu workshopta katılımcılara konuları işlemeden once yapılacak motive edici çalışmaların ve konular işlendikten sonar yapılması gereken pekiştirici aktivitelerin önemi anlatıldı. Bu aktivitelerle kullanılabilecek 2.0 araçlarını tanıtan öğretmenimiz, kendi öğrencileriyle yaptığı örnekleri katılımcılarla paylaştı.

27/ 28 Mart 2010 tarihlerinde ISTEK Okullarinin Yeditepe Universitesinde Ingilizce ogretmenlerine yonelik duzenledigi 2 gunluk seminerlere katildim.Seminere hem Turkiyeden hem de dis ulkelerden gelen yaklasik 1000 kisi katilmisti.Konusmacilar ise ELT alaninda dunyaca taninmis isimlerdi.Bunlardan bazilari 'Ken Wilson', ' Jeremy Harmer' ve 'Andrew Wright' di. Seminerin 1. gununde tum katilimcilarin yer aldigi uc ana toplanti vardi .Bu toplantilarin bizlere daha cok pratik fikirler vermesini bekliyordum ancak sadece ikinci konusmaci 'Nicky Hockly' teknolojinin siniflarda , derslerimizde nasil kullanilabilecegi konusunda oldukca yararli bilgiler verdi .Aralarda da herkesin sectigi farkli konusmacilar tarafindan farkli temalarda duzenlenen calistaylar vardi.Katildigim calistaylarin ikincisi 'Music Power' muzik yardimiyla siniflarda kullanabilecegim bazi fikirler verdi ancak birincisi daha cok kitap reklamiydi ve fazla yeni birsey icermiyordu ancak konusmaci iyiydi.
Seminerin 2. gununde yine uc genel toplanti ve 2 calistay vardi. Katildigim calistay
' Kathryn Henderson' adli konusmaci tarafindan verildi.' 'Speaking Circles' adli bu calistayin amaci ogrencilerin konusma becerilerini nasil gelistirebilecegimiz ve ne tur calismalar yapabilecegimiz uzerineydi.Cok yeni bilgiler icermese de keyifliydi.
Genel izlenimlerim ise iyi hazirlanmis bir organizasyondu.Akademik Ingilizce duymamiz ve ELT alaninda cok taninmis kisileri birebir gormemiz ve dinlememiz acisindan cok faydaliydi ancak bizim beklentimiz olan pratik fikirlerin verilmesi acisindan cok fazla birsey katmadigini dusunuyorum.Yine de her bir Ingilizce ogretmenimiz farkli calistaylara girerek birbirimize bilgi aktarimi yapmaya ve daha cok fikir edinmeye calistik.

Talar Elagoz Bedikoglu

Başa Dön

Başa Dön

29 Mart 2010 tarihinde Kültür Üniversitesinde katıldığım seminerde Üniversite sınav sistemindeki değişiklikler anlatıldı, yapılan açıklamaların özeti şu şekildedir....

Yeni sınav sistemine göre üniversite sınavı, 2 ayrı sınavdan oluşuyor. Yeni siteminde, ilk aşamada Yüksek öğretime Giriş Sınavı (YGS) , ikinci aşamada ise Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) olacak.
Yeni sisteme göre, ilk aşamaya tüm adaylar girecek. Bu aşamada başarılı olanlar meslek yüksekokullarına ve açık öğretim fakültelerine ya da bazı lisans programlarına ve LYS sınavına girmeye hak kazanacak.
İkinci aşama yabancı dil sınav ile birlikte 5 sınavdan oluşacak. Sınavın aşamaları şu şekilde olacak;

• LYS1: Matematik Sınavı
  
• LYS2: Fen Bilimleri Sınavı
  
• LYS3: Edebiyat Coğrafya Sınavı
  
• LYS4: Sosyal Bilimler Sınavı
  
• LYS5: Yabancı Dil Sınavı

Adaylar hangi sınava girmek istediklerini seçecekler. YGS sınavının Nisan ayının ilk yarısında, LYS'nin ise Haziran ayının ikinci yarısında iki hafta sonunda yapılacak.

Aznif Gürgen
Psikolojik Danışman

Başa Dön

Başa Dön

Türkiye Özel Okullar Birliği Semineri

Konuşmacı: Prof. Dr. Acar BALTAŞ
Konu:Potansiyele performansa çevirmek
Tarih:27 Mart 2010 Cumartesi
Yer:Okan Üniversitesi Konferans Salonu

Öğrenciler potansiyellerini hayata yansıtabildikleri ölçüde başarılı ve mutlu olurlar. Öğretmen, potansiyeli performansa dönüştüren kişidir. Bu yaklaşımı insan doğasına ve özüne uygun bir biçimde uygulamak, istenen sonuçların elde edilmesine imkan verir. Bu çalışmanın sonunda öğrencilerin potansiyelini hayata yansıtmak konusunda zihin haritalarını yeniden yapılandıracak ve uygulamaya yönelik somut beceriler kazandık.
Seminerde yer alan başlıklar:

• Öğrencilerle klişelerden uzak ilişki kurmak
  
• Kişiliğin meslek başarısındaki etkisi
  
• Güçlü yönlere odaklanmak ve sınırları
  
• Sınıf yönetiminde etkili ve pratik yöntemler şeklindedir.

Narod Bal
Biyoloji Öğretmeni

Birincisi; İnsanların potansiyellerini ortaya çıkartmanın anahtarı onların güçlü yönlerine odaklanmaktadır. Çünkü İnsanlara değerli olduklarını hissettirip, güçlü yönlerini odaklanmadan potansiyeli performansa dönüştüren kişi öğretmendir. Bu nedenle kurumsal başarının gerçekleşmesine olanak verecek bir ortam yaratmak öğretmenin birincil önceliği olmalıdır. Üçüncüsü de; paylaşılmayan başarının sürdürülmediğidir.

Melisa Bıçakcı

Başa Dön

Başa Dön

"ALPHABETİZATİON YÖNTEMİ"

    09.04.2010 Cuma günü Dedeman Otelinde Alman Rabanus Eğitim Derneği tarafından "Okuma Yazma Öğrenmede Zorluk Çeken Çocuklar" için geliştirilmiş olan "Alphabetization" yönteminİ tanıtan bir seminere katıldım. Bu seminerde okuma ve yazmada zorluk çeken çocuklar için her harfe, her sese uygun pratik hareketler geliştirilmişti. Her hareketin bir anlamı ve bir simgeleme görevi vardı. Çocuk hangi sesi çıkarırsa, aynı zamanda bu sesi simgeleyen hareketle pekiştiriyordu.

    Alman Eğitimciler bu yöntemle ilgili olarak çocuklar üzerinde bir takım çalışmalar yapmışlar. Yapılan bu çalışmaların hepsini büyük ekranda izledikten sonra, üçer kişilik gruplar halinde biz de bu çalışmaları uyguladık.
Salonda bulunan 150 katılımcıdan bir kısmı bu yeni yöntemin uygulanmaya değer olup, olmayacağının düşünülmesi ve bu konuda tartışılması gerektiğini de savundular. Ayrıca tartıştılar da…

    Benim bu seminer hakkında genel değerlendirmem, uygulanmasında fayda sağlanabileceğinin yönünde… Cuma günü yapılan bu seminer sıkıştırılmış bir program formatındaydı. Ben bu yöntemin uygulanmaya değer olabileceğini düşünüyorum. Bence bu sistem denenmeli ve bu seminerin devamı da yapılmalı. Teşekkürler…

Bianka ARSLANOĞLU

Başa Dön

Başa Dön

1-8 Ağustos tarihleri arasında İngiltere Yorkshire'de Bernadette Wall ( http://www.language-tuition.co.uk/?atk=392 ) tarafından düzenlenen İngilizce öğretmenlerine yönelik bir çalıştaya katıldık. Bu eğitimde Madrid ve Portekiz'den gelen diğer İngilizce öğretmenleriyle birlikte bir hafta boyunca İngilizce eğitiminde esas olan gramer öğretimini; öğrencilerin dinleme, konuşma,okuma ve kelime becerilerini geliştirici aktiviteleri birbirimizle paylaştık. Öğrencilerin ilgisini çekebilecek ve dili kullanmaya katkıda bulunabilecek siteleri inceledik.
Bunların yanı sıra İngiliz edebiyatından Bronte kardeşlerin eserleri olan Jane Eyre, The Tenant of he Wildfell Hall ve The Wuthering Heights adlı romanları inceledik ve Howarth'da bulunan Bronte müzesini ziyaret ettik.
Bu çalışma bizim öğretmen olarak gelişmemize katkı sağlamakla kalmayıp bir hafta boyunca İngiliz bir ailenin yanında kalarak onların günlük hayatlarını ve kültürlerini de incelememizi sağlamıştır.

Eva Büyüksimkeşyan
Culya Yapıcı

Başa Dön

Başa Dön

16-17-18 Eylül 2010 tarihlerinde İstanbulda düzenlenen, etwinning çalışmalarına başlama ve devam etme süreçlerinin tanıtıldığı bir çalıştaya katıldım.
Çalıştayın amacı katılımcıların farklı ülkelerden ortaklar bularak sosyal medya ve iletişim teknolojilerini kullanarak kısa veya uzun süreli projeler in nasıl hazırlanacağını anlatmaktı.
Oldukça yoğun bir programın sonrasında etwinning projeleri hakkında daha detaylı bilgi sahibi oldum. Bu çalıştayın sonrasında Polonyadan bir okul ile ortak olup ilköğretim 5. Sınıflarda uygulayacağımız 'My e-friend' isimli bir projeye başladık. Öğrencilerimize İngilizce'yi gerçek hayatlarında kullanabilmelerine olanak sağlamak için, bu tür projeleri tüm sınıflarımızda uygulamayı amaçlıyoruz.

Başa Dön

Başa Dön

26, 27, 28 kasım tarihlerinde pariste 49. Su düzenlenen TESOL France konferansına hem katılımcı hem de konuşmacı olarak katıldım. 3 gün süren konferansta dil öğretiminde hedeflenenler, yenilikler ve sınıf içinde kullanabileceğimiz activitelerin tanıtıldığı çalıştaylara katıldı. Oldukça verimli bir

Başa Dön

Başa Dön

Rehberlik Servisi çalışanlarının her çocuğun görüşlerini özgürce ifade edebilmesi için gerekli koşulları sağlaması, çocukların görüşlerini önyargısız bir biçimde ve çocuğun yararını ön planda tutarak dinlemeleri, bu hakkın okulda gerçekleşmesi için büyük önem taşıyor. Okuldaki herkes açısından önemli olan özel yaşama saygı hakkı özellikle rehberlik çalışmalarıyla birçok somut bağı vardır. Rehberlik görevlilerinin çocuklardan aldıkları bilgileri başkalarıyla paylaşmamaları, eğer bu bilgileri geçerli bir nedenle başkaları ile paylaşılacaksa çocuk/ailenin izniyle paylaşılması çocuğun özel yaşamına saygı gereğidir. Bu hakkın gerçekleşmesi için çocuğa ve ailesine bilgi toplama nedeni, bu bilgilerin nasıl kullanılacağı ve korunacağıyla ilgili bilgi verilmesi de çok önemlidir. Aynı zamanda, öğretmenlerin çocuğa ilişkin herhangi bir bilgiyi ancak çocuğun yararına olduğu sürece başka öğretmenler ve öğrenciler ile paylaşması gerekir.

Başa Dön

Başa Dön

16.01.2011 Tarihinde Odakule Özel Okullar Birliği Derneğinde yapılan GEMS (Matematik ve Fende Büyük Buluşlar)konulu çalıştaya katıldım. Çalıştayda bizlere sunum yapan İTÜ Geliştirme Vakfı Okulu öğretmenlerinden Müzeyyen Yaman idi. Müzeyyen Hanım ilk bölümde GEMS e ilişkin temel bilgileri verdi. Nasıl yapılır? Nelere dikkat edilir? Yaş gruplarına göre konu dağılımları nasıl olmalıdır?
Konuyu açıkladıktan ve konuya ilişkin örnekleri, fotoğrafları vs. izledikten sonra GEMS örneklerini ve çalışmalarını yapmaya başladık. Öncelikle çivi takılı kare tahtalarda lastiklerle bazı çalışmalar yaptık. Bize verilen fotokopide yer alan şeklin aynısını civiler üzerinde oluşturmaya çalıştık. Bu çocukta el ve göz koordinasyonunu geliştireceği gibi aynı zamanda dikkatini yoğunlaştırabilmesini de sağlıyor. Bunun ardından "Batar mı? Yüzer mi?" deneyini ve ayakkabılarımızla bir GEMS çalışması yaptık. Bunlarla birlikte grafik ve tablo çalışmaları yaptık. Daha sonra bize verilen materyallerle çeşitli örüntü çalışmaları, ilköğretime yönelik birlik, onluk matematik çalışmaları vs.yaptık. Bloklarla oynanabilecek birtakım matematik oyunları öğrendik ve ikili gruplar oluşturarak oynadık. Bu oyunlarda birçok kavramı çocuklara daha eğlenceli ve ezbersiz öğretme metodlarını öğrendik. Daha sonra dörtlü gruplar oluşturarak istasyon çalışmaları yaptık. Her masaya çeşitli nesneler konuldu. Her grup bu nesneleri belli özelliklerine göre grupladı. Diğer grup acaba neye göre gruplamış olabilir? diye düşündü ve buldu. Bu da çocukları düşünmeye yöneltti.
Çok faydalı ve verimli bir çalıştay olduğunu düşünüyorum. Zaman kısıtlılığı nedeniyle Öğretmenimiz yoğunlukla Matematik Çalışmaları üzerinde durdu. İkinci bir kez tekrarlanırsa da Fen Çalışmaları üzerinde durulacağını belirtti. Çocuklardan daha kısa sürede daha fazla verim alabileceğimiz ve öğrenmeyi kalıcı, keyifli kılacak çalışmalar yaptık ve çeşitli örneklerini gördük.

BİANKA TOSUN

Başa Dön

Başa Dön

15 Ocak 2011 tarihinde Ufuk Kolejinde yapılan Prof.Dr. Alev Önder ve Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat önderliğinde "Okullarda Eğitici Drama ve Ses ve Yazma Eğitiminde Yeni Yaklaşımlar" konulu eğitim seminerine katıldık.
Oturumun 1. Bölümünde Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat "Geliştirilen İ.O. Programında İlköğretim Çağındaki Çocuklarda, Geliştirilmesi Gereken Temel Beceriler" i (Eleştirel düşünme becerisi, yaratıcı düşünme becerisi, araştırma- sorgulama, problem çözme.. vs.) bizlere aktardı. İ.O. 1. sınıfa başlayacak çocukların sahip olması gereken yeterliliklerin neler olacağını açıkladı. (Dikkat süresi 40dk. kendi kendine giyinme, sırasını bekleme sebat gösterme..vs.)
Bu konuyla birlikte Okul Öncesi Dönemde okuma- yazmanın kesinlikle öğretilmemesi üzerinde durdu.
Gün içinde yapılan etkinliklerde:

• Duyu Eğitimi
  
• Dinleme Eğitimi
  
• Dikkat
  
• Sorumluluk
  
• Grafikler
  
• Örüntüler
  
• Çizgiler ve Labirentler
  
• Sesler
  
• Görsel Algı Çalışmaları
  
• Fen ve Matematik çalışmalarının mutlaka yer alması gerektiğini belirtti.

Ayrıca, çocuklarda küçük kas gelişimine yönelik yapılması gereken çalışmaları belirtti.

• Buruşturma
  
• Yırtma
  
• Yoğurma
  
• Kesme
  
• Yapıştırma
  
• Serbest Çizgi Çalışmaları
  Son olarak Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat biz dinleyicilerin de aktif olarak katıldığı çeşitli oyun ve ritm çalışmaları ile oturumuna son verdi.
  Oturumun ikinci bölümünde ise, Prof. Dr.Alev Önder Eğitici Dramanın ne olduğunu örnekleriyle açıkladı ve Eğitici Dramada dikkat edilmesi gereken hususları aktardı.
  
• Açık ve net eğitim amaçları olmalı
  
• Sınıfın (grubun) kendi öğretmeni tarafından yapılmalı
  
• Büyük hareketlerle katılım sağlanmalı
  
• İfade etme (sözlü ve sözsüz)
  Dramanın aşamalarının Rol Oynama , Canlandırma ve Tartışma -Değerlendirme olduğunu belirtti. Ardından aktif katılımla, çeşitli drama örnekleri yaptırarak oturumuna son verdi. Eğitici ve faydalı bir seminer oldu. Teşekkürlerimizle.

Animarta Yancı
Selin Cangül
Bianka Tosun

Başa Dön

Başa Dön

3. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu
Değişen Sistem İçinde Dijital Çağda Okul Öncesi Eğitimi ve Eğitmenleri (Sorunlar ve Öneriler)
1-2 Aralık2012, Özel Mef Okulları- İstanbul

Açılış konuşmalarıyla başlayan sempozyumda, Prof. Dr. Güzver Yıldıran yeni ilköğretim ve eğitimi hakkında bir konferans verdi. Ardından Psikolog Aysun Kendirli ve Uzman Gelişim Psikoloğu Yeşim Çaylaklı'nın "okul öncesi eğitimde dijital teknolojilerden nasıl ve ne kadar yararlanabiliriz?" konulu çalıştayına katıldım.
Okul öncesi eğitimde i pad ve bilgisayar kullanımından bahsedildi. Öğretmenin de bu sistemin içinde ve beraber çalışılması gerektiği vurgulandı. Dijital teknolojilerden yararlanmanın soyut düşünme, analitik düşünme, plan yapma, görsel- uzaysal algı, çoklu modalite gibi becerilerin gelişiminde etkili olacağı belirtildi. 3 yaşındaki bir çocuğun i pad denmemory oyununu oynadıktan sonra somut olarak memeory kartlarıyla aynı oyunu oynarsa çocukta pekişmiş olur. Önce soyut, sonra somut. Burada amaç gelişimi yakalamak. Önemli olan çocuğun tek başına değil, akranlarıyla birlikte etkileşim içerisinde olmasıdır.
Bu bilgilerin ardından, orada bulunan biz öğretmenler 3erli gruplara ayrıldık ve her gruba bir i pad verildi. Çocukların oynayabileceği memory hafıza oyununu oynamamızı ve oyunun sonrasında gerçek memory kartlarla aynı oyunu tekrar oynamamız istendi.Oyunların sonunda oynadığımız oyunların çocukların hangi becerilerini geliştirebileceği hakkında soru- cevap yapıldı. Sınıflarımızda da uygun imkanlar dahilinde bu uygulamaların yapılmasının gerekli olduğu vurgulanıp, çalıştay sona erdi.
Katılmış olduğum 2. çalıştay ise; Sevinç Yılmaz'ın "okul öncesi dönemde öğrenme ortamlarının yapılandırılmasında çocuğun aktif kılmak" konulu çalıştayıydı. Bu çalıştayda Sevinç Yılmaz her okulun evcilik köşesi, fen ve doğa köşesi veya herhangi bir oyuncağı olmayabilir. Fakat bunları hazırlamak bizlerin elinde. Kendi okulundan örnek slaytlar resimler gösterdi. "Örneğin çocukları grup halinde bir market veya bir manava götürüyoruz. İyice manavı inceleyip nelerin bulunduğuna dikkatlice bakmalarını istiyoruz. Ardından sınıfımızın uygun bir köşesine gerekli artık materyaller temin edildikten sonra kartonlar ve materyaller sayesinde kendi manavımızı oluşturuyoruz. Nasıl ki teknolojilerden yararlanıyorsak, biz de okul olarak ilkel yöntemleri tercih edip materyalimiz yok demeyip kendi öğrencilerimizle üretiyoruz."
Bu slaytlardan sonra 2 gruba ayrıldık ve her gruptan getirmiş olduğu karton, koli, yapıştırıcı gibi materyalleri kullanarak sınıfımızda olması gereken, istediğimiz herhangi bir köşeyi oluşturmamızı istdi. Bizim grubumuz ortak karar alıp evcilik köşesindeki buzdolabı, fırın, masa,..gibi.. olması gereken eşyaları oluşturdu. Bu çalışmaların ardından görüldü ki her öğretmen istediği taktirde öğrencilerini yönlendirerek , yoktan var etmeyi başarabilir.
Pazar günü katılmış olduğum çalıştay da ise Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi "Okul Öncesi Barış Dili" konulu çalıştayıydı.
Okul öncesi barış kültürünü desteklemek için neler yapılabilir?
Sınıfın fiziki yapısı, sınıf düzeni, öğretmenin tutumu, sınıfın, çocuk sayısına uygun olup olmaması çocukları etkileyen faktörler olduğu belirtildi. Böyle bir ortamda çocukların sakin ve huzurlu olamayacağını. Birbirleriyle olan davranışların etkileneceğinden bahsedildi. En büyük görev aileye düşüyür. Çocukların empati kurarak birbirlerini anlamalarını, saygılı olmayı benimsetmeliyiz.
Yapılan çeşitli örneklerle anlatılanlar pekiştirildi.
Daha sonra Dr. Ebru Aktan okul öncesi grubuna hazırlamış oldukları program hakkında bilgi verdi, yapılan çalışmaların örneklerini paylaştı.
Sınıfa özel olarak hazırlanan bir oyuncak bebek getiriliyor. Örneğin onlar adını Ayşe koymuşlar. Öğretmen Ayşe bebeği elinde tutuyor. Öncelikle Ayşe bebeğin hikayesini çocuklara anlatıyor.
Ayşe öğretmenle konuşuyormuş gibi öğretmen Ayşe bebeği dinleyip, çocuklara Ayşe'nin bir problemi olduğunu söylüyor. Ayşe'ye nasıl yardımcı olabiliriz. Siz Ayşe'nin yerinde olsaydınız ne hissederdiniz? Gibi sorular sorularak problemin çözümünü arıyorlar. Ayşe bebek sadece öğretmenle konuşuyor. Onun kulağına fısıldıyor. İsteyen çocuğun Ayşe'yi evlerine götürebileceği ve evde onunla yaptıklarını arkadaşlara anlatabileceği söyleniyor. Bir yıl boyunca yapılan bu çalışmalar sonucunda, çocukların empati kurma becerilerinin büyük ölçüde geliştiği gözleniyor.

Selin Cangül

Başa Dön