Öğrencilerimiz İnsan Hakları Günü Etkinliklerine Katıldılar...

10 Aralık İnsan Hakları Günü etkinlikleri için Felsefe Kulübümüz Hisar Okullarındaydık. "Bilgi, Bilim ve İnsan Hakları" üst başlığında dokuz farklı atölyede tartışmalar yapıldı.

Öğrenci Görüşleri

Benim konum, "Bilimsel bilgi üretme hakkı" idi. Evet, bilgi üretme hakkı olmalı ama ilk önce bilgi kavramının ne olduğunu öğrenmeliyiz. Özgürlük istediğimizi söylüyoruz ama itaatkar davranıyoruz, asimile oluyoruz. Belki de insanlar farkına varmadan asimile olmayı seviyor. Bizler bu tenis topu kadar olan dünya da küçük kum taneleriyiz. Kaplumbağa gibi ilerliyoruz bilgiye. Belki de sorun, herhangi bir temelimizin olmamasıdır.

Aslin Çizmeciyan

Benim konum "Bilim, militarizm ve insan hakları" idi. Militarizm konusuna çok hakim değildim bu yüzden atölyemde konuşmak yerine dinlemeyi tercih ettim. Militarizm kavramını yaşıtlarımın fikirleriyle kafamda netleştirmek bir hocanın bana anlatmasından daha iyi oldu. Keşke süremiz daha uzun olabilseydi.
Evita Esgici
Bu sefer katıldığımız etkinlikte hepimizin konusu farklıydı. Benim konum ''Bilimsel Bilgiye Erişme Hakkı'' idi. Oturum boyunca bir sürü konuya değindik ve hepsi de güncel konularla ilgiliydi. Bilgiye erişme gerçek anlamda sorunlarla cebelleştiğimiz bir mesele ve buna bir son vermek gerekiyor. Herkes her türlü bilgiye erişebilmeli. Bunu aksi söz konusu olursa, nasıl ki şimdi oluyor, uygarlaşmış bir toplum olabilme ihtimalimiz imkansıza dönüşebilir.

Liana Cingöz

Bu sefer katıldığımız etkinlikte hepimizin konusu farklıydı. Benim konum ''Bilimsel Bilgiye Erişme Hakkı'' idi. Oturum boyunca bir sürü konuya değindik ve hepsi de güncel konularla ilgiliydi. Bilgiye erişme gerçek anlamda sorunlarla cebelleştiğimiz bir mesele ve buna bir son vermek gerekiyor. Herkes her türlü bilgiye erişebilmeli. Bunu aksi söz konusu olursa, nasıl ki şimdi oluyor, uygarlaşmış bir toplum olabilme ihtimalimiz imkansıza dönüşebilir.

Elena Dağcı

Benim konum ''Bilgi Edinme Hakkı'' idi. İnsanların son zamanda gerçekten çok ihtiyaç duyduğu bilginin varlığı hakkında benim birçok sorum vardı. Bilgi insanı üstün kılar mı? Devlet bir birey midir? Devletin sırları olabilir mi? Öncelikle bilgi insanı güçlü kılar, evet öyle. İnsan ne kadar çok bilgili olursa o kadar da kendini koruyabilir, anlatabilir ve tanıyabilir. Ama bu fiziksel bir üstünlük değildir. Bu yüzden genellikle bilgi sahibi olan insanlar bir köşeye atılmış, dinlenilmemiştir. İşte o zaman bilgi köreltilmeye, sınırlandırılmaya başlamıştır. Ve hâlâ da böyle. Dünyanın her yerinde, devletin insanlara söylemedikleri sırlar var. Bu sırlar insanlarla paylaşılmamakta. Oysa her bireyin bilgi edinme hakkı vardır. Fakat çoğu insanın bu haktan haberleri yok. Böyle olunca da bilgi kısıtlı kalıyor. Bence insanlar sorgulamadıklarından böyle kısıtlılar. Sokrates ''Sorgulanmayan yaşam yaşamaya değer değildir.''der. Her insan sorgulama yapmaz, elbet. Bunun tabii ki eğitimle ilgisi var. İnsan inanır. Önemli olan neye inandığıdır. Gerçeğe mi? Yoksa, bir yalana mı? Algı alanından dolayı her bireyin inandığı şey aynı olmayabilir. Ama şimdilerde aynı kavramı sabit. Bir insan söylüyor ve bir sürü psikolojisinde olduğu gibi insanlar aynı şeye inanıyor. Evet, devlet bir birey. Bireylerin sırları vardır. İnsanlara söylemeye çekinebilirler. Ama devlet çekinmemeli. İnsan hazır değilse bile sır saklanmamalı. Sonuçta devlet biziz. Ve bir bilgi bile çok şey doğurabiliyor. Bu bilgi insanlar nasıl etkileyecek bilinmez ama doğru olanı yapmak her zaman daha iyidir. Doğru olan ise insanları gerçekliğe kavuşturmak. Atölyemizde kısaca bunlardan bahsettik. Ayrıca tabii ki örneklendirmeler yapıldı. Bu örneklendirmelerden beni en çok etkileyen, FBI ve Apple arasındaki tartışmaydı. İki terörist okula saldırı yapıyor. Bu iki teröristte ölüyor ama birinin Apple markalı telefonu temiz bir şekilde bulunuyor. FBI bu telefonun içindeki bilgileri ele geçirmek istiyor fakat şifreyi aşamıyorlar. Apple'ın telefonun şifresinin birçok kez denenmesi sonucu yavaş yavaş telefondaki tüm bilgileri silme özelliğinden rahatsız olan FBI bu özelliğin kaldırılması üzerine Apple'a talepte bulunuyor. Apple ise bunu reddediyor. Sonuç olarak FBI şifreyi kırıyor ve bilgileri ele geçiriyor. Ancak şifrenin kırılması üzerine Apple bir dava açıyor. Dava hâlâ devam ediyor. Bu olayda bence haklı olan taraf Apple. Çünkü her insanın bir özel hayatı var. Bu özel hayatın sınırları elden gidince insan zorda kalıyor. Eğer Apple bu talebi kabul etmiş olsaydı, bu karar tüm Apple kullanıcılarını etkileyecekti. Apple kısaca özel bilgilerin sınırının geçilmemesi gerektiğini belirtti. Sonuç olarak bugün çok güzel bir gündü. Atölye de yeri geldi konuştuk, yeri geldi güldük. Gerçekten hayatın içinden konulara bu platformda yer verildi. Bu sayede yaşadığımız dünya olanakları içerisinde gerçekler ile yüz yüze geldik. Son olarak Napolyon'un ''İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.'' sözü çok şey ifade ediyor.

Maria Umuç